Beyrut merkezinde bir Blue Mosque ama bizimki kadar güzel değil |
Otobüsümüz Beyrut’un tam ortası denebilecek noktaya geliyor. Tam karşımızda Mavi Kubbeli El- Emin Cami. "Emin", Hz. Muhammed’in sıfatlarından biri. Caminin kubbesi türkuaz rengine boyanmış.
Hariri’nin bittiğini göremediği projelerinden biriymiş.
Lübnan halkı da, eski başbakanlarının mezarını hemen caminin yanına kondurmuş.Yaşarken, bittiğini göremediği caminin yanıbaşında şimdilik. Hariri naylon bir branda çadırın içinde ziyaret edilebiliyor. Proje tamamlanınca bir moseleum yapılacakmış.Yukardaki resimde sağ alt köşeye doğru gördüğünüz uzun beyaz çadır,eski başbakan Refik Hariri'nin mezar/çadırı. Moseleum u yapılana kadar burda kalacakmış.Sol tarafda da çadırın içindeki ziyaretgah. Ne kadar basit. Ne kadar abartıdan uzak. Sen yaşarken dünyanın en zengin 4. kişisi ol.Sonra bir naylon çadırda ebedi istiratgahına gideceğin günü bekle.
Hemen caminin üst tarafına denk gelen kısım Downtown . Küçük bir meydana açılan sekiz sokak ve ortada bir saat kulesi. Sokakların iki yanında şirin cafeler, restaurantlar var.Meydanlarda kocaman çam ağaçları ışıl ışıl süslenmiş. Meydana bakan bir de Ermeni kilisesi var.
Kilisenin önünden, Emin camine doğru yürürseniz,cami ve kilise arasında kalan küçücük alanda sanki dekor olsun diye oraya sıkıştırılmış hissi veren Roma dönemi kalıntılarını göreceksiniz. Kalıntıların tabanına gçzünüz takılacak. Çünkü biz Türklere çok tanıdık gelen bir manzara var orada.Her sene Ramazan şenlikleri bittikten sonra, Hipodromdaki sütünların dibini işgal eden çöpleri şehri ziyret eden turistlere göstermemek için her yolu deneyen rehberleriz biz. Benzer manzarayı burda da görünce,sorunun, galiba bir yandan sevip, öte yandan kıyasıya eleştirdiğimiz, genlerimizde var olan ortadoğulu zihniyetden kaynaklandığını düşünmeden edemedim.
1 saatlik molada, etrafı yürüyerek keşfetmeye çalışıyoruz. Şu binaların arasından görünen kocaman devasa yapı neresi acaba diye o yöne ilerliyorum. Ve karşıma hiç beklemediğim bir yapı çıkıyor. Muhteşem bir Roma Hamamı kalıntısı. Hani memlekette de çok Roma hamamı gördüm ama, Caldarium u bu kadar güzel ve bu kadar ısınma sistemini yakından anlatabileceğim bir düzenekle karşılaşmamıştım. Hani Allah sizi inandırsın, oracıkta bir Roma hamamı anlatasım geldi.
İnsan Lübnan Başbakanlık binasının onundeki bu manzaradan etkilenmeden geçemiyor. |
Beyrut da , tıpkı İstanbul gibi birbirinin üzerine yerleşmiş katmanlardan oluşmuş. Ellerinden geldiğince, bir de tabi elde kalanı, sergilemeye çalışmışlar. Mesela bu Hamam kalıntıları, Grand Serail dedikleri, şehrin merkezi noktalarına hakim tepeler üzerine kurulmuş devasa binanın hemen önünde yer alıyor. Bu bina Osmanlı zamanında askerlere kışla olarak yapılmış. Sanki Selimiye kışlasının bir cephesi orda dikelmiş gibi. Aslında şehre hakim tepe üzerinde askeri amaçlı bir bina olarak konumlanması çok mantıklı. Çünkü şehre ve limana hakim bir tepe üzerinde.Korunması ve savunması son derece elverişli. Akropol tepesi gibi.
(Grand Serail ve Ottoman Saat Kulesi-Kaynak: Wikipedia) |
merak ettiğin detaylara ve gördüklerine kattığın yorumlara bayılıyorum... insan gezmeyi ve görmeyi böyle dinleyince seviyor işte...
YanıtlaSilher rehber aynı olmuyor işte, insan sahici olanını görünce...
bayıldım...
Çok teşekkür ederim.Çok zarifsizniz...
YanıtlaSilAdınızı bağışlarsanız ne mutlu olurum:)
BEyrut bitmedi daha ... beni izlemeye devam edin