6 Kasım 2012 Salı

Göbeklitepe ( Part2 Devam Edin Plizz)

Ay şekerim söylemesi bile çok hoş... Göbeklitepe :)) 

Foto : nationalgeographic.com/2011/06
Konferansı dinleyenlerden biri şunu sordu; Nasıl yani Göbeklitepe? Yurt dışında da mı böyle söyleniyor. 

Aynen öyle söyleniyor."Belly Hill " dememiz gerekmiyor anlasınlar diye. Göbeklitepe yazılıyor ve yazıldığı gibi okunuyor.  Zaten herkes de böyle biliyor. Nerede kalmıştık? Gelelim alan hakkında ki hap şeklinde bilgilere... 


Foto: http://www.smithsonianmag.com
 Göbeklitepe de yapılan zemin taramalarında, yaklaşık 300 mt2 lik bir alan içerisinde 22 tane tapınak yapısı tespit edilmiş.  

Tapınaklardan henüz 6 tanesi açılmış durumda. Açılan tapınaklar A, B, C, D, E, F olarak adlandırılmış.  

Karbon 14 testi uygulanmış ve 12.000 yıl öncesine ait olduğu tespit edilmiş.


Klaus Hoca açmalarda karşılaştıkları yapıların birer tapınak olduğundan emin. Teknoloji ve bilimin geldiği yer artık toprağın üzerine koyduğuz jeotermal aletlerle altında ne olduğunu söylüyor ama insan zihni hala M.Ö 12 000 yıl önce bu insanların hangi mantıkla ne düşünerek buralara bu devasa dikmeleri belli bir düzen içerisinde  yerleştirdiklerini  açıklamaktan aciz. 

Burası günlük yaşam alanı değil, Dini maksatla kullanılmış bir kült merkezi. Arkeologların tanımıyla “Dünyanın İlk Tapınağı”.

Peki burada kimler yaşıyordu? Henüz yerleşik düzene geçmemiş insan topluluğu.Tarımı keşfetmemişler.Avlanıyorlar ve toplayarak yaşıyorlar. Doğal çevreleri sürekli değişiyor. Burda akla gelen ve hala cevabı bulunamayan bir başka soru da bu özelliklerde bir insan topluluğunun dinsel inanışları adına, ellerinde sadece çakıl taşından yapılma aletlerle, devasa boyut lardaki bir yapı topluluğunu planlayıp inşa ettikleri.

Foto : Haldun Aydıngün

Ortaya çıkartılan yapılar birbirinin benzeri. Dairesel veya elips formunda. Yüksek taş duvarları ve bu duvarlara gömülmüş 12, yuvarlağın tam ortasında açıları aynı yöne yani Mezopotamya Ovasına bakan 2 adet T şeklinde dikmeler var. İnsanların neden bu kadar çaba harcadıkları ve bu yapıları planlayarak ayağa kaldırdıkları hala büyük bir soru işareti.

Foto : Klaus Schmidt


Dikmelerin üzerinde tilki, yılan,yaban domuzu, yaban eşşeği, turna kuşu, leylek, aslan, akrep, örümcek gibi hayvan betimlemeleri var. Taşlar üzerindeki figürlerin ve betimlemelerin ne anlama geldiğini öğrenebileceğimiz bir kaynak yok.Ortya atılan görüşlerse tahminden öteye gitmiyor.

Belçikalı bir arkeozoolog Joris Peters, 1998 den beri kazı alanından çıkan 100 bin parça kemik üzerinde çalışmış.Çalışılan kemiklerin % 60 ı ceylan kemiği.

Bu bilgi akla iyisini bulduğumuzda kendimizden geçerek tükettiğimiz çiğköftenin de ilk defa ceylan etinin baharatlarla yoğurularak yapıldığını getiriyor. 

En meşhur Urfa türkülerini seslendiren en meşhur Urfalı sanatcılar- isimvermiyorum ama siz anladınız onu- gezme ceylan bu dağlarda seni avlarlar- diyor.

Bir zamanlar bu kadar çok olan ceylanlar, bu gün artık yok olmak üzereler. Memleketin en meşhur Ceylan Üretme Çiftliği de Urfa'ya 140 km uzaklıkta CEYLANPINAR da.

   
Peki ya siz Göbeklitepe'yi ziyarete ne zaman gidiyorsunuz?



1 yorum: